Geçmişte mesleğinin başlarında Trabzonspor ile yıldızı parlayan ve bordo mavili kulübün altyapısından Türk futboluna kazandırılan Barış Memiş, şimdilerde TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta Sarıyerspor forması giyiyor. Tecrübeli kanat oyuncusu yaptığı samimi açıklamalarla içini Misli TV’ye döktü. İşte Barış’ın sözleri…
“SARIYER’İ HAK ETTİĞİ NOKTALARA TAŞIMAK TEK HEDEFİMİZ”
* Tüm tecrübesini Sarıyerspor’a yansıtıyorsun son devirde. Bu dönem kadrodaki hava nasıl?
Barış Memiş: Sarıyer Spor Kulübü’nün geçmişini siz de bilirsiniz. Çok kıymetli bir camia… Çok büyük oyuncular oynadı ve hocalar çalıştı burada. 3 yıldan beri bu kulüpteyim. Bir gaye var. Üste çıkmaya çalışıyoruz. Çok büyük potansiyeli olan bir semt. Çok değerli insanların yaşadığı bir semt. Çok daha güzel yerlerde olması gerekiyor. Taraftar potansiyeli mükemmel. Genç oyuncu topluluğu da öyle… Ben de bu ailenin bir modülü oldum. Burada tek eksik kaldığımız nokta; Sarıyer’i daha âlâ yerlere taşımamız gerekiyor. Şu anda oluşturulan proje ve idare fazlaca yeterli. Genç yapılanmamız da epey iyi… Bunun meyvelerini birinci yarıda aldık. Buradaki bulunma gayemiz gençlere örnek olabilmek, mesleklerine bir el uzatabilmek… Lakin Sarıyer Spor Kulübü’nü de üst liglere, uygun yerlere çıkararak başımızı yastığa rahat koyup uyuyabilmemiz lazım.
“TARAFTAR YILLARDIR CEFA ÇEKİYOR. ARTIK MEMNUN OLMALARINI İSTİYORUZ”
* Sarıyer taraftarına vermek istediğin bir ileti var mı?
Barış Memiş: Taraftarlar hayli tutkulu… senelerdan beri… Sarıyer zirveye oynasın, düşmemeye oynasın, her vakit fazlaca tutkulular… Kadrosu asla yalnız bırakmıyorlar. Ben esasen birinci geldiğim gün söylemiştim; burayı küçük bir Trabzon’a benzetmiştim. Orada yaşadığım tüm hislerin hepsini burada da yaşıyorum. Hakikaten çok fazla Karadenizli insan da var fakat tutku açısından, kadroya ilgi açısından fazlaca benziyorlar. Sarıyer taraftarının ilgisi ve tutkusu, olağandışı derecede oldukca… Onun için bu tutkuyu üstlere çıkarmamız gerekiyor. Biz çıkaramazsak, bizden daha sonrakilerin çıkarması gerekiyor ki Sarıyer taraftarı bu kadar cefa çekiyor, bir nebze de olsa bunun karşılığını sevinerek almaları gerektiğine inanıyorum.
“TRABZONSPOR’DA GENÇ OYUNCUNUN BASKI HİSSETMEMESİ İMKANSIZDIR”
* Çok genç yaşlarda Trabzonspor’da oynamaya başlamıştın. Bu durum senin üzerinde bir baskı yaratmış mıydı?
Barış Memiş: Yani natürel bu vaktin gençlerine bakılırsa bu biçimde yapılacak şeyler daha azdı. Şimdiki gençlerin önünde epey daha büyük fırsatlar ve örnekler var. Kendilerini geliştirebilecekleri hayli fazla tecrübeler var. Benim Anadolu’da büyümüş bir çocuk olarak; ailesi yapısı belirli, fazla varlıklı olmayan bir çocuk olarak afalladığım bir gerçek… daha sonra parayla tanıştıktan daha sonra o coşkumdan, küçüklükteki Trabzonspor sevdamdan uzaklaşmaya ve farklı şeyler düşünüp kurgulamaya başladım. Trabzonspor üzere bir toplulukta genç bir futbolcunun baskı hissetmemesi imkansızdır. Çok tez canlı, fazlaca az canlıdır. Geçen dönem şampiyon olmuş bir kadro var, bu sene kimi şeyler istendiği üzere gitmeyebilir. Lakin taraftarın baskısını bakılırsabiliyorsunuz. Şu an şampiyon olmuş bir grup sonraki yıl bu biçimde bir baskıyla karşılaşabiliyorsa; varın siz benim 17 yaşında nelerle uğraştığımı, hangi baskılardan kurtulmak zorunda kaldığımı düşünün. Lakin hayatımın en hoş günleriydi natürel ki…
“GENÇ ARKADAŞLARIM İŞLERİNİN ÖNÜNE HİÇBİR ŞEY VE HİÇ KİMSEYİ KOYMASIN”
* Âlâ ve makus epey fazla tecrübe yaşadın kariyerinde… Gençlere hayatlarında neler önerirsin?
Barış Memiş: O kadar hayli şey söyleyebilirim ki… Çok nasihat etmeyi sevmiyorum. Ne olursa olsun yaşayarak öğrenme olgusu, gerçek bir olgu. Yaşamadan istediğiniz kadar anlatın, ben de anlatıyorum, tekraren yapıyorum bunu fakat olmuyor. Yalnızca genç futbolcuların yapacağı şey, işinin önüne hiç bir şeyi koymamak… İşinin önüne hiç bir şey koymamak demeyi fazlaca çeşitlendirebilirsiniz. Parayı, arkadaşını, kız arkadaşını ve hatta anneni-babanı bile koymayacaksın. Yalnızca işinin sana gerektirdiği şeyleri yaptığın vakit hiç bir sorun yok. Lakin işinin önüne bu dediğim etkenleri koyduğun vakit, işinden uzaklaşacağının garantisini veriyorum.
“ŞENOL GÜNEŞ O DEVİR BENİMLE DAHA FAZLA İLGİLENEBİLİRDİ”
* Trabzonspor Kulübü’nden ayrılırken neler yaşandı? O sürece dair neler anlatırsın?
Barış Memiş: Trabzonspor’dan ayrıldığım sene 2010 yılıydı. Şenol Güneş vazifeye geldi ve kiralık git dedi. Ben de Karşıyaka’ya kiralık gittim. Orada başıma bahtsız olaylar geldi. Şenol Güneş orada daha fazla ilgilenebilirdi. Tahminen de vakti yoktu. Tahminen de ekibi daha uygun bir yerlere getirmek zorundaydı. Genç futbolculara o devir epeyce ehemmiyet verdiğini hatırlamıyorum. Benim yanılgılarım var mıydı fazlaca hatırlamıyorum. Ayrıldıktan daha sonra başıma bahtsız olaylar geldi, daha sonra 1461 Trabzon’a geçtim, akabinde tekrar Trabzonspor’u kazanabildim. daha sonrasındasında 2014 yılında Halilhodzic’i uygun gördüler. Kendimizi beğendiremedik Halilhodzic’e… Çok transfer istedi, 14-15 tane transfer istedi. Biraz alaycı halleri vardı. Ben de daha sonrasında aslına bakarsan Kayseri Erciyesspor’a gittim ki mesleğimin en düzgün dönemlerinden birini yaşadım. bu biçimdelar 23 yaşındaydım. Genç sayılırdım. kimi vakit genç oyuncular için Türk hocalar için epeyce kıymetli olmayabiliyor, yabancı hocalar da Türkiye’deki genç oyunculara epeyce acımasız olabiliyor.
“10 MİLYON DOLAR BORCUM OLSAYDI LAKİN 25 YAŞINDA OLABİLSEYDİM!”
* Mesleğinin gidişatında tek kusurlu sen miydin? Düzeltilemez kusurlar mıydı hepsi?
Barış Memiş: Düzeltilebilir yanlışlardı lakin epeyce fazla olunca futboldan uzaklaşmama yol açtı. Bilhassa özel hayatımda epeyce fazla derine inince bana ziyan verecek şeyler oldu. Evvel onları hâlletmem lazımdı. Bu da hayli vakit aldı. Uzaklaşınca olağan biliyorsunuz, vücudunuzu yeniden eski hâline döndürmeniz lazım. Kas hafızası diye bir şey var. Ben şu anda diyorum ki; Şu anda gidip Üstün Lig’de rastgele bir grupta oynayabilirim. Ama 4-5 yıllık bir müddetç var ki beni futboldan epeyce uzaklaştırdı. Çok özel niçinler bunlar; arkadaş etrafı, özel yaşamım… Natürel şu an bu biçimdelara gidebilseydim birfazlaca şeyi değiştirebilirdim. Lakin dediğim üzere ne kadar yanılgı yaparsan yap futbolun ortasında kalman gerekiyor. Şu an, “10 milyon dolar borcum olsaydı lakin 25 yaşında olsaydım, sağlıklı olabilseydim, o borcu öderdim” diyorum. Ne kadar kusur yaparsan yap futbolun ortasında kalacak bahtının da olması lazım. Ben değerli yetenekleri olan bir beşerim. Hâlâ daha buralarda oynayıp ekmek yiyebiliyorsam, geçmişte yaptıklarım ve oluşturduğum isimden ötürü bu… Fakat hâlâ daha gençlere diyorum ki; “Hadi benim bu biçimde bir talihim vardı. Siz yarın öbür gün düştüğünüz vakit bu biçimde bir bahtınız olmayabilir, size el uzatan olmayabilir.” Onun için işinizi bahta bırakmayacaksınız.
“İYİ BİR TEKNİK YÖNETİCİ OLMAK İSTİYORUM”
* Futbol mesleğini tamamladıktan daha sonra futbol topluluğunda kalmak istiyor musun?
Barış Memiş: Futbolun içerisinde katiyen kalacağım. Kalmak istiyorum değil, mutlaka kalacağım. Futbol bittikten daha sonra içerisinde kalmamak için bir niye yok. Futbolu fazlaca güzel bildiğime inanıyorum. Güzel gözlemleyip tahlil yaptığıma inanıyorum. Çok güzel bir hoca olacağıma inanıyorum. Herkes alışılmış ki hayli uygun bir hoca olacağına inanıyor lakin benim en büyük amaçlarımdan biri her tarafımla yeterli bir hoca olmak…
“SARIYER’İ HAK ETTİĞİ NOKTALARA TAŞIMAK TEK HEDEFİMİZ”
* Tüm tecrübesini Sarıyerspor’a yansıtıyorsun son devirde. Bu dönem kadrodaki hava nasıl?
Barış Memiş: Sarıyer Spor Kulübü’nün geçmişini siz de bilirsiniz. Çok kıymetli bir camia… Çok büyük oyuncular oynadı ve hocalar çalıştı burada. 3 yıldan beri bu kulüpteyim. Bir gaye var. Üste çıkmaya çalışıyoruz. Çok büyük potansiyeli olan bir semt. Çok değerli insanların yaşadığı bir semt. Çok daha güzel yerlerde olması gerekiyor. Taraftar potansiyeli mükemmel. Genç oyuncu topluluğu da öyle… Ben de bu ailenin bir modülü oldum. Burada tek eksik kaldığımız nokta; Sarıyer’i daha âlâ yerlere taşımamız gerekiyor. Şu anda oluşturulan proje ve idare fazlaca yeterli. Genç yapılanmamız da epey iyi… Bunun meyvelerini birinci yarıda aldık. Buradaki bulunma gayemiz gençlere örnek olabilmek, mesleklerine bir el uzatabilmek… Lakin Sarıyer Spor Kulübü’nü de üst liglere, uygun yerlere çıkararak başımızı yastığa rahat koyup uyuyabilmemiz lazım.
“TARAFTAR YILLARDIR CEFA ÇEKİYOR. ARTIK MEMNUN OLMALARINI İSTİYORUZ”
* Sarıyer taraftarına vermek istediğin bir ileti var mı?
Barış Memiş: Taraftarlar hayli tutkulu… senelerdan beri… Sarıyer zirveye oynasın, düşmemeye oynasın, her vakit fazlaca tutkulular… Kadrosu asla yalnız bırakmıyorlar. Ben esasen birinci geldiğim gün söylemiştim; burayı küçük bir Trabzon’a benzetmiştim. Orada yaşadığım tüm hislerin hepsini burada da yaşıyorum. Hakikaten çok fazla Karadenizli insan da var fakat tutku açısından, kadroya ilgi açısından fazlaca benziyorlar. Sarıyer taraftarının ilgisi ve tutkusu, olağandışı derecede oldukca… Onun için bu tutkuyu üstlere çıkarmamız gerekiyor. Biz çıkaramazsak, bizden daha sonrakilerin çıkarması gerekiyor ki Sarıyer taraftarı bu kadar cefa çekiyor, bir nebze de olsa bunun karşılığını sevinerek almaları gerektiğine inanıyorum.
“TRABZONSPOR’DA GENÇ OYUNCUNUN BASKI HİSSETMEMESİ İMKANSIZDIR”
* Çok genç yaşlarda Trabzonspor’da oynamaya başlamıştın. Bu durum senin üzerinde bir baskı yaratmış mıydı?
Barış Memiş: Yani natürel bu vaktin gençlerine bakılırsa bu biçimde yapılacak şeyler daha azdı. Şimdiki gençlerin önünde epey daha büyük fırsatlar ve örnekler var. Kendilerini geliştirebilecekleri hayli fazla tecrübeler var. Benim Anadolu’da büyümüş bir çocuk olarak; ailesi yapısı belirli, fazla varlıklı olmayan bir çocuk olarak afalladığım bir gerçek… daha sonra parayla tanıştıktan daha sonra o coşkumdan, küçüklükteki Trabzonspor sevdamdan uzaklaşmaya ve farklı şeyler düşünüp kurgulamaya başladım. Trabzonspor üzere bir toplulukta genç bir futbolcunun baskı hissetmemesi imkansızdır. Çok tez canlı, fazlaca az canlıdır. Geçen dönem şampiyon olmuş bir kadro var, bu sene kimi şeyler istendiği üzere gitmeyebilir. Lakin taraftarın baskısını bakılırsabiliyorsunuz. Şu an şampiyon olmuş bir grup sonraki yıl bu biçimde bir baskıyla karşılaşabiliyorsa; varın siz benim 17 yaşında nelerle uğraştığımı, hangi baskılardan kurtulmak zorunda kaldığımı düşünün. Lakin hayatımın en hoş günleriydi natürel ki…
“GENÇ ARKADAŞLARIM İŞLERİNİN ÖNÜNE HİÇBİR ŞEY VE HİÇ KİMSEYİ KOYMASIN”
* Âlâ ve makus epey fazla tecrübe yaşadın kariyerinde… Gençlere hayatlarında neler önerirsin?
Barış Memiş: O kadar hayli şey söyleyebilirim ki… Çok nasihat etmeyi sevmiyorum. Ne olursa olsun yaşayarak öğrenme olgusu, gerçek bir olgu. Yaşamadan istediğiniz kadar anlatın, ben de anlatıyorum, tekraren yapıyorum bunu fakat olmuyor. Yalnızca genç futbolcuların yapacağı şey, işinin önüne hiç bir şeyi koymamak… İşinin önüne hiç bir şey koymamak demeyi fazlaca çeşitlendirebilirsiniz. Parayı, arkadaşını, kız arkadaşını ve hatta anneni-babanı bile koymayacaksın. Yalnızca işinin sana gerektirdiği şeyleri yaptığın vakit hiç bir sorun yok. Lakin işinin önüne bu dediğim etkenleri koyduğun vakit, işinden uzaklaşacağının garantisini veriyorum.
“ŞENOL GÜNEŞ O DEVİR BENİMLE DAHA FAZLA İLGİLENEBİLİRDİ”
* Trabzonspor Kulübü’nden ayrılırken neler yaşandı? O sürece dair neler anlatırsın?
Barış Memiş: Trabzonspor’dan ayrıldığım sene 2010 yılıydı. Şenol Güneş vazifeye geldi ve kiralık git dedi. Ben de Karşıyaka’ya kiralık gittim. Orada başıma bahtsız olaylar geldi. Şenol Güneş orada daha fazla ilgilenebilirdi. Tahminen de vakti yoktu. Tahminen de ekibi daha uygun bir yerlere getirmek zorundaydı. Genç futbolculara o devir epeyce ehemmiyet verdiğini hatırlamıyorum. Benim yanılgılarım var mıydı fazlaca hatırlamıyorum. Ayrıldıktan daha sonra başıma bahtsız olaylar geldi, daha sonra 1461 Trabzon’a geçtim, akabinde tekrar Trabzonspor’u kazanabildim. daha sonrasındasında 2014 yılında Halilhodzic’i uygun gördüler. Kendimizi beğendiremedik Halilhodzic’e… Çok transfer istedi, 14-15 tane transfer istedi. Biraz alaycı halleri vardı. Ben de daha sonrasında aslına bakarsan Kayseri Erciyesspor’a gittim ki mesleğimin en düzgün dönemlerinden birini yaşadım. bu biçimdelar 23 yaşındaydım. Genç sayılırdım. kimi vakit genç oyuncular için Türk hocalar için epeyce kıymetli olmayabiliyor, yabancı hocalar da Türkiye’deki genç oyunculara epeyce acımasız olabiliyor.
“10 MİLYON DOLAR BORCUM OLSAYDI LAKİN 25 YAŞINDA OLABİLSEYDİM!”
* Mesleğinin gidişatında tek kusurlu sen miydin? Düzeltilemez kusurlar mıydı hepsi?
Barış Memiş: Düzeltilebilir yanlışlardı lakin epeyce fazla olunca futboldan uzaklaşmama yol açtı. Bilhassa özel hayatımda epeyce fazla derine inince bana ziyan verecek şeyler oldu. Evvel onları hâlletmem lazımdı. Bu da hayli vakit aldı. Uzaklaşınca olağan biliyorsunuz, vücudunuzu yeniden eski hâline döndürmeniz lazım. Kas hafızası diye bir şey var. Ben şu anda diyorum ki; Şu anda gidip Üstün Lig’de rastgele bir grupta oynayabilirim. Ama 4-5 yıllık bir müddetç var ki beni futboldan epeyce uzaklaştırdı. Çok özel niçinler bunlar; arkadaş etrafı, özel yaşamım… Natürel şu an bu biçimdelara gidebilseydim birfazlaca şeyi değiştirebilirdim. Lakin dediğim üzere ne kadar yanılgı yaparsan yap futbolun ortasında kalman gerekiyor. Şu an, “10 milyon dolar borcum olsaydı lakin 25 yaşında olsaydım, sağlıklı olabilseydim, o borcu öderdim” diyorum. Ne kadar kusur yaparsan yap futbolun ortasında kalacak bahtının da olması lazım. Ben değerli yetenekleri olan bir beşerim. Hâlâ daha buralarda oynayıp ekmek yiyebiliyorsam, geçmişte yaptıklarım ve oluşturduğum isimden ötürü bu… Fakat hâlâ daha gençlere diyorum ki; “Hadi benim bu biçimde bir talihim vardı. Siz yarın öbür gün düştüğünüz vakit bu biçimde bir bahtınız olmayabilir, size el uzatan olmayabilir.” Onun için işinizi bahta bırakmayacaksınız.
“İYİ BİR TEKNİK YÖNETİCİ OLMAK İSTİYORUM”
* Futbol mesleğini tamamladıktan daha sonra futbol topluluğunda kalmak istiyor musun?
Barış Memiş: Futbolun içerisinde katiyen kalacağım. Kalmak istiyorum değil, mutlaka kalacağım. Futbol bittikten daha sonra içerisinde kalmamak için bir niye yok. Futbolu fazlaca güzel bildiğime inanıyorum. Güzel gözlemleyip tahlil yaptığıma inanıyorum. Çok güzel bir hoca olacağıma inanıyorum. Herkes alışılmış ki hayli uygun bir hoca olacağına inanıyor lakin benim en büyük amaçlarımdan biri her tarafımla yeterli bir hoca olmak…