Galatasaray, Spor Toto Muhteşem Lig’in 18. haftasında Fenerbahçe ile kozlarını paylaştı. Kritik maçı Galatasaray 3-0’lık skorla kazandı. Dev karşılaşaşmayı Milliyet Gazetesi müellifi Ercan İtimat yorumladı.
GALATASARAY KAZANDI
Spor Toto Muhteşem Lig’in 18’inci haftasında Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-0 yendi, liderliği perçinledi. Rakibiyle içindeki puan farkını 4’e çıkaran sarı-kırmızılı ekip üst üste 7’nci galibiyetini aldı. Ülker Stadyumu’ndaki müsabakada Galatasaray’ı galibiyete götüren golleri 32. dakikada Sergio Oliveira ve 78’de Kerem Aktürkoğlu ve 90+10’da Mauro Icardi kaydetti. 86. dakikada İrfan Can Kahveci, rakibi Dubois’ya yaptığı faulün akabinde kırmızı kart gördü.
JESUS’LU FENERBAHÇE DEV MAÇLARDA ŞİMDİ GOL ATAMADI
Fenerbahçe’nin teknik yönetici Jorge Jesus idaresinde dev maçlarda berbat istatistiği dikkat çekti. Beşiktaş’la Vodafone Park’ta golsüz birliktee kalan sarı-lacivertli grup, Trabzonspor’a deplasmanda 2-0 mağlup oldu. Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenilen Fenerbahçe’nin bu dönem ligdeki dev müsabakalarda çabucak hemen gol atamaması dikkat çekti.
İşte Milliyet Gazetesi muharriri Ercan İnanç’ın değerlendirmeleri…
Bir derbiden beklenmeyecek süratte başlayan dönemin temposunu yaparak süren maçın en başından aşikardı Fenerbahçe açısından felakete döneceği.
Çünkü Okan Buruk’un Fenerbahçe oyununu farklı bir biçimde çözdüğü ortadaydı. Okan Buruk santrforları kulübede bırakmış Kerem, Barış Alper ve Rashica üzere süratli adamları öne koymuş, kadrosu yalnızca Mertens’in, Oliviera’nın Fenerbahçe’nin gerisine atacağı toplara odaklamıştı.
normal olarak riskti. Galatasaray yenilip liderliği Fenerbahçe’ye teslim etse genç hocaya Icardi-Gomis-Torreira’dan ünlü bir “darağacı” kurulması olasıydı. Gitgide dermanı bulunan oyunu temcit pilavı üzere yinelayan Jesus’a nazaran yürek işiydi Okan Buruk’un teşebbüsü.
Topa sahip olmak kaygısında değildi Galatasaray, Fenerbahçe’yi geriye koşturarak suratını azaltmak ve Altay’la karşı karşıya kalmak kadar sıradanti gayesi. Nitekim de Fenerbahçe kalecisi stopere döndü grup önde baskı yapmaya çalışırken kaptırılıp geri gelen topları uzaklaştırmak için.
Fenerbahçe’nin oyunu esasen muhakkaktı. Baskı yap topu al direk kaleye git… Lakin, oynayamadı.
Rakibin müsaade vermemesi haricinde, süratli rakibi durdurmaya çalışırken ofansif katkısı sıfırlanan Ferdi ve gününde olmayan King ile sol kanadı âlâ çalışmadı. aslına bakarsanız Galatasaray’ın zayıf sağ kanadını kullanan Fenerbahçe’de, Rossi rakip ceza alanına sık sık girdi ancak Osayi ile anlaşamadı ve onun bindirmelerinde grup arkadaşına fren oldu.
İki kadro tarafınca da pek kullanılmayan orta alanlar da oyuna etkisiz kaldı, bu da Galatasaray’ın planladığı ve istediği üzere git-gelli derbi manasındaydı. O kadar git-gelli oynanıyor ve iki kadro da rakip alana yerleşemiyordu ki, yapılan ortaların hiç biri işe yaramadı koca devre boyunca.
İlk yarı Galatasaray’ın ofsaytla biten iki gol denemesi akabinde Mertens’in kornerini Fenerbahçe kalesine gönderen Oliviera golüyle 0-1 bitti.
Jesus, grubu ikinci yarıya Gustavo’nun yerine Lincoln’ü alarak alana sürdü ve Fenerbahçe orta alanı ele geçirip ön alanı daha düzgün toparla beslemeye başladı. Galatasaray tempoyu düşürürken Fenerbahçe bir süre daha verimliydi.
Ardından yeni ataklar geldi ve Galatasaray Torreira, Yunus ve Icardi’yi, Fenerbahçe ise İrfan Can Kahveci, Zajc ve Valencia’yı aldı ki, hepsi maçın mukadderatını çizecek hayati tercihlerdi. İrfan Can dar alanda tesirli, Zajc yorulan Crespo yerine taze kuvvet, Valencia ise irtibatları kuramayan Batshuayi’nin yerine beklenen santrfor olacaktı.
Hayaller hoş gerçekler acıydı…
Fenerbahçe her değişimden daha sonra olduğu üzere bastırırken Galatasaray’da oyuna giren Icardi’nin kontradan uzattığı topu Kerem, Fenerbahçe kalesine gönderdi ve Fenerbahçe liderlik hesapları yaptığı Kadıköy’de 2-0 mağlup duruma düştü. Bırakın skoru değiştirmeyi, Fenerbahçe’nin atılımlarından İrfan Can maçın bitmesine az mühlet kala kırmızı kartla oyun dışı kalırken Valencia sarı kart gördü. Akabinde savunma kusuru ve Icardi kalitesi üst üste eklenerek Fenerbahçe kalesine üçüncü gol oldu.
Artık hesap verme vakti… Dönem planları açısından Fenerbahçe için “felaket” manasına gelen derbiden daha sonra hiç bir şey eskisi üzere olmayacak emin olun.
GALATASARAY KAZANDI
Spor Toto Muhteşem Lig’in 18’inci haftasında Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-0 yendi, liderliği perçinledi. Rakibiyle içindeki puan farkını 4’e çıkaran sarı-kırmızılı ekip üst üste 7’nci galibiyetini aldı. Ülker Stadyumu’ndaki müsabakada Galatasaray’ı galibiyete götüren golleri 32. dakikada Sergio Oliveira ve 78’de Kerem Aktürkoğlu ve 90+10’da Mauro Icardi kaydetti. 86. dakikada İrfan Can Kahveci, rakibi Dubois’ya yaptığı faulün akabinde kırmızı kart gördü.
JESUS’LU FENERBAHÇE DEV MAÇLARDA ŞİMDİ GOL ATAMADI
Fenerbahçe’nin teknik yönetici Jorge Jesus idaresinde dev maçlarda berbat istatistiği dikkat çekti. Beşiktaş’la Vodafone Park’ta golsüz birliktee kalan sarı-lacivertli grup, Trabzonspor’a deplasmanda 2-0 mağlup oldu. Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenilen Fenerbahçe’nin bu dönem ligdeki dev müsabakalarda çabucak hemen gol atamaması dikkat çekti.
İşte Milliyet Gazetesi muharriri Ercan İnanç’ın değerlendirmeleri…
Bir derbiden beklenmeyecek süratte başlayan dönemin temposunu yaparak süren maçın en başından aşikardı Fenerbahçe açısından felakete döneceği.
Çünkü Okan Buruk’un Fenerbahçe oyununu farklı bir biçimde çözdüğü ortadaydı. Okan Buruk santrforları kulübede bırakmış Kerem, Barış Alper ve Rashica üzere süratli adamları öne koymuş, kadrosu yalnızca Mertens’in, Oliviera’nın Fenerbahçe’nin gerisine atacağı toplara odaklamıştı.
normal olarak riskti. Galatasaray yenilip liderliği Fenerbahçe’ye teslim etse genç hocaya Icardi-Gomis-Torreira’dan ünlü bir “darağacı” kurulması olasıydı. Gitgide dermanı bulunan oyunu temcit pilavı üzere yinelayan Jesus’a nazaran yürek işiydi Okan Buruk’un teşebbüsü.
Topa sahip olmak kaygısında değildi Galatasaray, Fenerbahçe’yi geriye koşturarak suratını azaltmak ve Altay’la karşı karşıya kalmak kadar sıradanti gayesi. Nitekim de Fenerbahçe kalecisi stopere döndü grup önde baskı yapmaya çalışırken kaptırılıp geri gelen topları uzaklaştırmak için.
Fenerbahçe’nin oyunu esasen muhakkaktı. Baskı yap topu al direk kaleye git… Lakin, oynayamadı.
Rakibin müsaade vermemesi haricinde, süratli rakibi durdurmaya çalışırken ofansif katkısı sıfırlanan Ferdi ve gününde olmayan King ile sol kanadı âlâ çalışmadı. aslına bakarsanız Galatasaray’ın zayıf sağ kanadını kullanan Fenerbahçe’de, Rossi rakip ceza alanına sık sık girdi ancak Osayi ile anlaşamadı ve onun bindirmelerinde grup arkadaşına fren oldu.
İki kadro tarafınca da pek kullanılmayan orta alanlar da oyuna etkisiz kaldı, bu da Galatasaray’ın planladığı ve istediği üzere git-gelli derbi manasındaydı. O kadar git-gelli oynanıyor ve iki kadro da rakip alana yerleşemiyordu ki, yapılan ortaların hiç biri işe yaramadı koca devre boyunca.
İlk yarı Galatasaray’ın ofsaytla biten iki gol denemesi akabinde Mertens’in kornerini Fenerbahçe kalesine gönderen Oliviera golüyle 0-1 bitti.
Jesus, grubu ikinci yarıya Gustavo’nun yerine Lincoln’ü alarak alana sürdü ve Fenerbahçe orta alanı ele geçirip ön alanı daha düzgün toparla beslemeye başladı. Galatasaray tempoyu düşürürken Fenerbahçe bir süre daha verimliydi.
Ardından yeni ataklar geldi ve Galatasaray Torreira, Yunus ve Icardi’yi, Fenerbahçe ise İrfan Can Kahveci, Zajc ve Valencia’yı aldı ki, hepsi maçın mukadderatını çizecek hayati tercihlerdi. İrfan Can dar alanda tesirli, Zajc yorulan Crespo yerine taze kuvvet, Valencia ise irtibatları kuramayan Batshuayi’nin yerine beklenen santrfor olacaktı.
Hayaller hoş gerçekler acıydı…
Fenerbahçe her değişimden daha sonra olduğu üzere bastırırken Galatasaray’da oyuna giren Icardi’nin kontradan uzattığı topu Kerem, Fenerbahçe kalesine gönderdi ve Fenerbahçe liderlik hesapları yaptığı Kadıköy’de 2-0 mağlup duruma düştü. Bırakın skoru değiştirmeyi, Fenerbahçe’nin atılımlarından İrfan Can maçın bitmesine az mühlet kala kırmızı kartla oyun dışı kalırken Valencia sarı kart gördü. Akabinde savunma kusuru ve Icardi kalitesi üst üste eklenerek Fenerbahçe kalesine üçüncü gol oldu.
Artık hesap verme vakti… Dönem planları açısından Fenerbahçe için “felaket” manasına gelen derbiden daha sonra hiç bir şey eskisi üzere olmayacak emin olun.