Ela
New member
Özdeşim Ne Demek Tıp? – Bir Doktor, Bir Adam, Bir Kadın ve Bir Kahve Masası Hikâyesi
Selam forum ahalisi,
Bugün size “özdeşim” konusunu tıp dünyasından çıkarıp, gündelik hayatın o çılgın karmaşasına sokacağım. Ama öyle sıkıcı, “psikanalizde şöyle olur, Freud amca böyle dedi” şeklinde değil… Biz burada forumdayız, ciddiyet kasmak yasak, samimiyet serbest.
Önce Tanım: Özdeşim Nedir?
Tıp dilinde “özdeşim” dediğimiz şey, basitçe bir kişinin, başka bir kişinin özelliklerini, düşünce biçimini, davranışlarını kendi benliğine katmasıdır. Yani; çocuk babasını izler, onun gibi yürümeye başlar. Stajyer doktor, kıdemli hocanın kahve içme stilini bile kopyalar. Patron, asistanının kullandığı kalem markasını bile benimser.
Peki neden yaparız? Çünkü beyin şöyle diyor: “Onda bir şey var, bende yok. Onu alırsam, ben de level atlarım.” Bir nevi sosyal Pokémon evrimi gibi.
Ama işin eğlenceli kısmı şu: Özdeşim, cinsiyetler söz konusu olduğunda çok farklı tatlar alıyor.
Erkeklerin Özdeşim Versiyonu: Stratejik Taklit Sanatı
Erkekler için özdeşim, çoğu zaman “level atlama” stratejisi. Adam, işyerinde bakıyor patron yeni bir tablet almış, “Hmm, bu adam başarılıysa, o tablet kesin verim artırıyordur” diyor. Ertesi gün aynı tablet koltuğunun altında.
Ya da futbol kulübünde, en çok gol atan forvet hangi saç modelini kullanıyorsa, ertesi gün berberde “Abi aynısından” siparişi veriliyor.
Tıp ortamında ise ayrı bir boyut… Asistan doktor, profesörün not tutma yöntemini, kahkaha atma stilini hatta stetoskopu boynuna asma açısını bile taklit ediyor. Çünkü erkek beyni şöyle çalışıyor:
> “Onun yaptığı işliyorsa, ben de aynısını yaparım. Hem belki onun karizmasının %30’unu kaparım.”
Kadınların Özdeşim Versiyonu: Empatiyle Harmanlanmış İlham
Kadınlar bu konuda daha sofistike. Onlar sadece “nasıl yapıyor”ya bakmaz, “neden yapıyor”yu da inceler. Mesela bir kadın doktor, kıdemlisinin hastaya nasıl dokunduğuna, göz teması kurmasına dikkat eder. O hissi yakalamak ister, çünkü özdeşim onlar için sadece “ben de böyle olacağım” değil, “böyle hissedeceğim”dir.
Örneğin: Başhemşire yeni gelen hemşireye öyle bir sarılır ki, genç hemşire düşünür: “Bana böyle hissettiren biri olmak istiyorum.” Ve o gün, özdeşim gerçekleşir.
Yani erkekler “3 adımda sonuç” ararken, kadınlar “duygusal atmosferi de paketle” mantığında.
Tıp Dünyasından Mini Özdeşim Hikâyeleri
1. “Hocam Gibi Kahve İçmeliyim” Sendromu
Dahiliye hocası, vizit sonrası kahveyi sade içer. Bir ay içinde bütün asistanlar, “Abi bu şekersiz kahve beyni açıyor” diyerek şekeri bırakır. Kimse beyni açıyor mu bilmiyor ama herkes daha entelektüel hissediyor.
2. “Cerrahi Maskeyi 45 Dereceyle Takma” Tekniği
Ünlü cerrah, maskeyi takarken üst kısmı hafif yana kaydırır. Asistanlar ertesi gün aynısını yapar. Neden? “Hocamın ameliyatları çok başarılı, kesin maskenin duruşuyla ilgisi var.”
3. “Hastaya İsmiyle Hitap Etmek” Trend Olunca
Bir kadın doktor, hastaya “Mehmet Bey” diyerek konuşur. O anki güven ortamı tüm asistanları etkiler. Ertesi gün, acilde “Ahmet Bey, ayak bileğinize bakalım” cümleleri havada uçuşur.
Peki Biz Neden Özdeşim Kurarız?
Çünkü insanoğlu yalnızca bilgiyle değil, örnekle de öğrenir. Hatta bazen taklit, bilginin önüne geçer.
Ama bu noktada mizahi bir tehlike var: Yanlış kişiyi örnek almak.
Düşünün, acilde en hızlı kan alabilen hemşireyi örnek alıyorsunuz… Sonra fark ediyorsunuz ki, o hızın sebebi yılların deneyimi değil, “çay molasına erken çıkma motivasyonu.”
Erkek – Kadın Özdeşim Farkını Özetleyen Diyalog
Erkek Asistan: “Abi hocanın kullandığı kalemi aldım, notlarım daha havalı oldu.”
Kadın Asistan: “Ben de hocanın hastaya nasıl moral verdiğini taklit ettim, odam gül bahçesine döndü.”
Erkek Asistan: “Seninkisi zaman alır, benimki anında sonuç.”
Kadın Asistan: “Ama seninki mürekkep bitince biter, benimki karaktere işledi.”
Forum Sorusu: Siz Kimden Özdeşim Kurdunuz?
Gelelim forumun interaktif kısmına… Hepimizin hayatında “onu gördüm, ben de öyle olmalıyım” dediğimiz biri olmuştur.
- Çocukken top sektiren abiniz mi?
- Üniversitede cool tavırlarıyla dikkat çeken bir arkadaşınız mı?
- Ya da ilk stajınızda gördüğünüz, “Bu insan doktor olmanın vücut bulmuş hali” dediğiniz biri mi?
Ben kendi adıma, ilk gördüğüm kıdemli doktorun stetoskopu boynuna değil, çantasına koymasını örnek almıştım. Sonra fark ettim ki, sebep “boyun ağrısı”ymış.
Kapanış ve Kahve Molası
Özdeşim dediğimiz şey, aslında hayranlıkla harmanlanmış öğrenme biçimi. Erkekler bunu daha çok stratejik bir araç gibi kullanırken, kadınlar ilişkisel ve duygusal bağ kurarak yapıyor. Tıp dünyasında bu, hem mesleki gelişim hem de insan ilişkilerinde büyüleyici sonuçlar doğuruyor.
O yüzden forumdaşlar, siz de düşünün: Şu anki “siz” olmanızda kimin payı var? Kimden ne kaptınız? Ve en önemlisi… Hangi özdeşim girişiminiz fiyaskoya dönüştü?
Hadi yorumlara bekliyorum. Kahvemi alıp hepsini tek tek okuyacağım.
Selam forum ahalisi,
Bugün size “özdeşim” konusunu tıp dünyasından çıkarıp, gündelik hayatın o çılgın karmaşasına sokacağım. Ama öyle sıkıcı, “psikanalizde şöyle olur, Freud amca böyle dedi” şeklinde değil… Biz burada forumdayız, ciddiyet kasmak yasak, samimiyet serbest.
Önce Tanım: Özdeşim Nedir?
Tıp dilinde “özdeşim” dediğimiz şey, basitçe bir kişinin, başka bir kişinin özelliklerini, düşünce biçimini, davranışlarını kendi benliğine katmasıdır. Yani; çocuk babasını izler, onun gibi yürümeye başlar. Stajyer doktor, kıdemli hocanın kahve içme stilini bile kopyalar. Patron, asistanının kullandığı kalem markasını bile benimser.
Peki neden yaparız? Çünkü beyin şöyle diyor: “Onda bir şey var, bende yok. Onu alırsam, ben de level atlarım.” Bir nevi sosyal Pokémon evrimi gibi.
Ama işin eğlenceli kısmı şu: Özdeşim, cinsiyetler söz konusu olduğunda çok farklı tatlar alıyor.
Erkeklerin Özdeşim Versiyonu: Stratejik Taklit Sanatı
Erkekler için özdeşim, çoğu zaman “level atlama” stratejisi. Adam, işyerinde bakıyor patron yeni bir tablet almış, “Hmm, bu adam başarılıysa, o tablet kesin verim artırıyordur” diyor. Ertesi gün aynı tablet koltuğunun altında.
Ya da futbol kulübünde, en çok gol atan forvet hangi saç modelini kullanıyorsa, ertesi gün berberde “Abi aynısından” siparişi veriliyor.
Tıp ortamında ise ayrı bir boyut… Asistan doktor, profesörün not tutma yöntemini, kahkaha atma stilini hatta stetoskopu boynuna asma açısını bile taklit ediyor. Çünkü erkek beyni şöyle çalışıyor:
> “Onun yaptığı işliyorsa, ben de aynısını yaparım. Hem belki onun karizmasının %30’unu kaparım.”
Kadınların Özdeşim Versiyonu: Empatiyle Harmanlanmış İlham
Kadınlar bu konuda daha sofistike. Onlar sadece “nasıl yapıyor”ya bakmaz, “neden yapıyor”yu da inceler. Mesela bir kadın doktor, kıdemlisinin hastaya nasıl dokunduğuna, göz teması kurmasına dikkat eder. O hissi yakalamak ister, çünkü özdeşim onlar için sadece “ben de böyle olacağım” değil, “böyle hissedeceğim”dir.
Örneğin: Başhemşire yeni gelen hemşireye öyle bir sarılır ki, genç hemşire düşünür: “Bana böyle hissettiren biri olmak istiyorum.” Ve o gün, özdeşim gerçekleşir.
Yani erkekler “3 adımda sonuç” ararken, kadınlar “duygusal atmosferi de paketle” mantığında.
Tıp Dünyasından Mini Özdeşim Hikâyeleri
1. “Hocam Gibi Kahve İçmeliyim” Sendromu
Dahiliye hocası, vizit sonrası kahveyi sade içer. Bir ay içinde bütün asistanlar, “Abi bu şekersiz kahve beyni açıyor” diyerek şekeri bırakır. Kimse beyni açıyor mu bilmiyor ama herkes daha entelektüel hissediyor.
2. “Cerrahi Maskeyi 45 Dereceyle Takma” Tekniği
Ünlü cerrah, maskeyi takarken üst kısmı hafif yana kaydırır. Asistanlar ertesi gün aynısını yapar. Neden? “Hocamın ameliyatları çok başarılı, kesin maskenin duruşuyla ilgisi var.”
3. “Hastaya İsmiyle Hitap Etmek” Trend Olunca
Bir kadın doktor, hastaya “Mehmet Bey” diyerek konuşur. O anki güven ortamı tüm asistanları etkiler. Ertesi gün, acilde “Ahmet Bey, ayak bileğinize bakalım” cümleleri havada uçuşur.
Peki Biz Neden Özdeşim Kurarız?
Çünkü insanoğlu yalnızca bilgiyle değil, örnekle de öğrenir. Hatta bazen taklit, bilginin önüne geçer.
Ama bu noktada mizahi bir tehlike var: Yanlış kişiyi örnek almak.
Düşünün, acilde en hızlı kan alabilen hemşireyi örnek alıyorsunuz… Sonra fark ediyorsunuz ki, o hızın sebebi yılların deneyimi değil, “çay molasına erken çıkma motivasyonu.”
Erkek – Kadın Özdeşim Farkını Özetleyen Diyalog
Erkek Asistan: “Abi hocanın kullandığı kalemi aldım, notlarım daha havalı oldu.”
Kadın Asistan: “Ben de hocanın hastaya nasıl moral verdiğini taklit ettim, odam gül bahçesine döndü.”
Erkek Asistan: “Seninkisi zaman alır, benimki anında sonuç.”
Kadın Asistan: “Ama seninki mürekkep bitince biter, benimki karaktere işledi.”
Forum Sorusu: Siz Kimden Özdeşim Kurdunuz?
Gelelim forumun interaktif kısmına… Hepimizin hayatında “onu gördüm, ben de öyle olmalıyım” dediğimiz biri olmuştur.
- Çocukken top sektiren abiniz mi?
- Üniversitede cool tavırlarıyla dikkat çeken bir arkadaşınız mı?
- Ya da ilk stajınızda gördüğünüz, “Bu insan doktor olmanın vücut bulmuş hali” dediğiniz biri mi?
Ben kendi adıma, ilk gördüğüm kıdemli doktorun stetoskopu boynuna değil, çantasına koymasını örnek almıştım. Sonra fark ettim ki, sebep “boyun ağrısı”ymış.
Kapanış ve Kahve Molası
Özdeşim dediğimiz şey, aslında hayranlıkla harmanlanmış öğrenme biçimi. Erkekler bunu daha çok stratejik bir araç gibi kullanırken, kadınlar ilişkisel ve duygusal bağ kurarak yapıyor. Tıp dünyasında bu, hem mesleki gelişim hem de insan ilişkilerinde büyüleyici sonuçlar doğuruyor.
O yüzden forumdaşlar, siz de düşünün: Şu anki “siz” olmanızda kimin payı var? Kimden ne kaptınız? Ve en önemlisi… Hangi özdeşim girişiminiz fiyaskoya dönüştü?
Hadi yorumlara bekliyorum. Kahvemi alıp hepsini tek tek okuyacağım.