Peygamber efendimizin teşri görevi nedir ?

Selen

New member
Peygamber Efendimizin Teşri Görevi: Sınırlar, Tartışmalar ve Yanılgılar

Arkadaşlar, uzun zamandır içimde biriken bir konuyu burada, açık açık konuşmak istiyorum. “Teşri görevi” yani Hz. Muhammed’in hüküm koyma, yasa belirleme yetkisi… İslamî literatürde çok konuşulan ama nedense herkesin biraz “temkinli” yaklaştığı bir mesele. Bazıları bu yetkinin sınırsız olduğunu, bazıları ise tamamen vahiy ile sınırlı kaldığını savunuyor. Peki ya gerçek?

Burada tarafsız bir bilgi aktarımı değil, fikirsel bir meydan okuma yapmak niyetindeyim. Çünkü bu konuya yaklaşımımız sadece dinî bakışımızı değil, aynı zamanda modern hukuk, toplumsal düzen ve bireysel özgürlük anlayışımızı da kökünden etkiliyor.

---

Teşri Görevini Anlamak: Sadece Vahiy mi, Yoksa Bağımsız Hüküm mü?

Klasik anlatıya göre Peygamber Efendimiz hem vahyi tebliğ eden hem de uygulayan bir liderdi. Ancak burada kritik soru şu: O, vahiy gelmeden kendi içtihadıyla yasa koyabilir miydi?

📌 Bazı alimlere göre, evet. Çünkü vahiy, bazı konularda detay vermezdi ve bu boşlukları Peygamber’in içtihadı doldururdu. Mesela savaş taktikleri, toplumsal düzenlemeler, hatta ticari hayatla ilgili bazı kurallar.

📌 Diğerleri ise “Hayır” diyor: O, sadece vahyi açıklayan ve uygulayan bir elçiydi. Kendi başına yasa koyma gibi bir yetkisi yoktu. Kur’an’da bile “Bana yalnızca vahyedilene uyarım” ifadesi bunu destekler.

Bu iki görüş arasındaki fark, aslında İslam hukukunun temelini sarsabilecek kadar büyük. Eğer Peygamber kendi başına hüküm koyduysa, o zaman bu hükümler evrensel mi, yoksa dönemsel mi? Eğer sadece vahye bağlı kaldıysa, o zaman hadis kaynaklı pek çok hüküm nasıl değerlendirilecek?

---

Erkeklerin Stratejik Bakışı vs. Kadınların Empatik Yorumu

Forumlarda dikkat ettim, erkek katılımcılar bu konuyu genellikle “otorite, liderlik, sistem inşası” açısından ele alıyor. Mesela: “Bir lider, boşlukları doldurmazsa sistem çöker.” Bu mantıkla Peygamber’in teşri görevini, adeta stratejik bir askeri komutanın karar yetkisine benzetiyorlar.

Kadın forumdaşlar ise olaya daha empatik ve insan odaklı yaklaşıyor: “Peygamber’in amacı, toplumu huzura kavuşturmak ve adalet sağlamaktı. Bu yüzden aldığı kararların bağlamını anlamak gerekir, her hükmü evrenselleştirmek zorunda değiliz.”

Bu iki yaklaşımı birleştirdiğimizde daha dengeli bir bakış çıkıyor: Evet, Peygamber toplumsal düzen için kararlar aldı ama bu kararların bir kısmı dönemin sosyo-ekonomik şartlarına göre şekillenmiş olabilir. Burada kritik olan, hangilerinin zamana bağlı, hangilerinin zamandan bağımsız olduğunu ayırabilmek.

---

Zayıf Noktalar: Mutlaklık Sorunu

Teşri görevinin en zayıf noktası, “mutlaklık” iddiası. Eğer her hükmü mutlak ve değişmez sayarsak, İslam hukuku modern dünyada esneklikten uzaklaşır. Mesela kölelik, o dönemde ekonomik bir realiteydi ve ona dair hükümler vardı. Bugün köleliği hukuken savunmak mümkün mü?

Ayrıca, hadisler üzerinden teşri yetkisini mutlaklaştırmak, sahihlik problemi yüzünden büyük tartışmalara yol açıyor. Sahih mi, uydurma mı, bağlamı neydi? Bunlar çözülmeden “mutlak yasa” iddiası sarsılıyor.

---

Tartışmalı Noktalar ve Cevabı Zor Sorular

🔥 Eğer Peygamber bağımsız olarak hüküm koyabiliyorsa, o zaman bu hükümlerin kaynağı vahiy değilse “ilahi” niteliği ne kadar güçlü?

🔥 Eğer sadece vahiy ile sınırlıysa, hadislerdeki birçok hukuki düzenleme nasıl değerlendirilmeli?

🔥 Teşri görevi dönemin Arap toplumuna özgü müydü, yoksa tüm zamanlara mı hitap ediyor?

🔥 Modern hukukun esnekliğiyle, klasik teşri anlayışı nasıl bağdaştırılabilir?

Bu sorulara kolay cevaplar vermek mümkün değil. Ama tam da bu yüzden tartışılması gerekiyor.

---

Kendi Fikrim: Esnek ve Bağlama Duyarlı Bir Anlayış

Bence Peygamber Efendimizin teşri görevi hem vahyin doğrudan hükümlerini hem de kendi içtihadını kapsıyordu. Ancak kendi içtihadı, o dönemin şartlarına göreydi. Bugün biz, vahyin evrensel ilkelerini koruyarak, içtihadi hükümleri günümüzün şartlarına uyarlamak zorundayız.

Bu bakış açısı hem erkeklerin stratejik ve sistemli yaklaşımını, hem de kadınların empatik ve bağlamsal bakışını bir arada tutuyor. Çünkü din, sadece kutsal bir metinler bütünü değil, aynı zamanda yaşayan bir toplumsal gerçekliktir.

---

Son Söz: Tartışmaktan Korkmayalım

Arkadaşlar, “teşri görevi” meselesini konuşmak, inancı sarsmak değil; aksine onu daha bilinçli temellere oturtmak demektir. Eğer bu konuyu sadece “dokunulmaz” alan olarak görürsek, hem dinin dinamizmini hem de toplumsal gelişmeyi kilitlemiş oluruz.

Şimdi top sizde:

📢 Sizce Peygamber’in koyduğu her hüküm mutlak mıdır?

📢 Dönemin şartları ile evrensel ilkeler arasındaki sınırı nasıl çizebiliriz?

📢 Hadislerin sahihlik tartışması teşri yetkisini zayıflatır mı?

Hadi bakalım, taşlar yerinden oynasın. 🧩

---

İstersen bu metnin sonuna forum diliyle biraz daha “hafif tahrik edici” bir ek yapabilirim, böylece tartışma iyice alevlenir. Böyle bir ek ister misin?