Van eğitimde kaçıncı sırada ?

Onur

New member
Van’ın Eğitimdeki Yeri: Bir Şehrin Kaderi ve Umudu

Herkese Merhaba Forumdaşlar!

Bugün sizlere çok özel bir hikaye anlatmak istiyorum, çünkü bu hikaye aslında hepimizin içinde bir yerlerde sakladığı duyguları ve umutları barındırıyor. Van’dan, eğitimde nasıl bir sıralamada olduğundan çok, o şehrin ruhundan ve insanlarının direncinden bahsedeceğim. Belki biraz duygusal, belki biraz hüzünlü ama gerçekçi olacak. Hepimizin içinde bir yerlerde yatan o küçük umudu, kaybolmuş hayalleri ve gelecek için verilen mücadeleyi anlatmak istiyorum.

Biraz da sizin deneyimlerinizi duymak isterim. Hadi, başlayalım.

Bir Kasaba, Bir Umut: Van’ın Hikayesi

Van’ın kasabasında bir sabah, güneş doğarken, sırtında eski bir sırt çantasıyla okula doğru yürüyen bir çocuk vardı. Adı Cem, 14 yaşındaydı. O gün, hayatının belki de en önemli sınavını verecekti. Sınavdan önce geceyi uyuyamadan geçirdi. Çünkü okuldaki eğitim seviyesinin ne kadar geride olduğunu hep biliyordu ama bir şeyler yapmak için hep cesareti eksikti. Cem, çözüm odaklı bir çocuktu. O, her zaman çözümün arayışındaydı. “Sınavı geçmeli, iyi bir puan almalı, hayatımı değiştirmeliyim,” diye düşünüyordu. Erkeklerin genel olarak çözüm odaklı düşünme biçimlerini simgeliyordu Cem. Her şeyin bir çözümü olduğuna inanıyordu ve o çözümü, sadece kendi çabasıyla bulmayı umuyordu.

Van’ın eğitimdeki durumu ise Cem’in hayallerine biraz engel oluyordu. Okulda sınıflar kalabalıktı, öğretmenlerin sayısı yetersizdi, kitaplar eskiydi. Ama yine de Cem, sabah erken saatte okula giderken aklındaki tek şey sınavı geçmek ve bir gün bu kasabadan çıkabilmekti. Zihninde, her bir soruyu doğru yaparak en iyi sıralamayı alacağına dair bir umut vardı.

Zeynep: Umut, Sevgi ve Bağlar

Cem’in okul arkadaşı Zeynep ise tam tersi bir kişiydi. Zeynep, eğitimdeki aksaklıkları çok iyi fark edebilen, ancak her zaman empatik bir yaklaşım benimseyen bir kızdı. Onun için eğitim, sadece kitaplar ve sınavlarla ölçülemezdi. Zeynep için eğitim, insanlar arasındaki bağları, sevgiyi ve umudu taşırdı. O, kasabada her sabah okula giderken sadece kendi hayatını değil, başkalarının hayatlarını da düşündü. İnsanların birbirine nasıl daha yakın olabileceğini, birlikte nasıl daha iyi bir gelecek inşa edebileceğini düşünürdü.

Zeynep, Cem’e göre biraz daha farklı bir perspektife sahipti. O, eğitimdeki aksaklıkları çözmek için önce insanlara dokunmak gerektiğini biliyordu. Okulda eğitimin kalitesizliğini hissettiği zaman, kendi çevresindeki arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirir, onlara cesaret vermek için çabalar, onların sıkıntılarını dinlerdi. Zeynep’in bakış açısına göre, “Bir insanı değiştirmenin ilk adımı, ona değer verdiğini hissettirmektir.” Eğitim sadece okulda alınan derslerden ibaret değildi; eğitim, bir topluluğu oluşturabilmek, birlikte hareket edebilmekti. Bu, kadınların empati ve toplumsal bağlar üzerine odaklanma eğilimlerini simgeliyordu. Zeynep, kasabasında bir değişim yaratmak için çevresindeki herkese umut aşılamak istiyordu.

Cem ve Zeynep: Birbirini Tamamlayan İki Farklı Dünya

Cem ve Zeynep, kasabanın iki farklı yüzüydüler. Cem, stratejik bir çözüm arayışının peşindeyken, Zeynep ise insanları bir araya getirerek sosyal bağları kuvvetlendirmeye odaklanıyordu. Bir gün okulun bahçesinde karşılaştılar. Cem’in gözlerinde büyük bir kararlılık vardı ama aynı zamanda yorgunluk da vardı. Sınavdan aldığı düşük puanı görmek, ona fazlasıyla ağır gelmişti. Zeynep, Cem’i gördü ve yanına oturdu.

“Ne oldu Cem?” diye sordu, sesinde endişe vardı ama aynı zamanda anlayış da.

Cem başını salladı, “Bu kadar sıkıntıya rağmen neden başarılı olamıyorum, Zeynep? Her şey çok zor. Ama her çözümü bulduğumu sanıyorum ve hala başarılı olamıyorum,” dedi.

Zeynep, Cem’in omzuna dokundu. “Bazen çözüm, başkalarının da yardımıyla gelir. Belki senin başarın sadece kendi çabandan değil, çevrendeki insanların da katkılarından geçiyor. Eğitim, senin kadar ben de istediğim bir şey. Ama önce birlikte bir şeyler yapmamız gerektiğini unutma.”

Cem, Zeynep’in söylediklerinden etkilenmişti. O an fark etti ki, sadece kendi çözümüne odaklanmak, her şeyin üstesinden gelmek için yeterli değildi. Zeynep’in bakış açısı, kasabanın eğitim sorununu tek başına çözmenin zorluklarını hafifletmeye başlamıştı.

Van’ın Eğitimdeki Sırası: Bir Gelecek İnşa Etme Mücadelesi

Van’daki eğitim seviyesi ne olursa olsun, en büyük sıralama başarı değil, umuttur. Van’ın eğitimdeki yeri, belki şu anda beklediğimiz gibi değil, belki arzuladığımız gibi değil. Ancak, Cem gibi çözüm odaklı, Zeynep gibi toplumsal bağlar kuran insanlar bir araya geldiğinde, o şehrin kaderi değişir. Eğitim sadece okulların içinde değil, toplumun her alanında yaşanır. Bu kasabada, her gün bir umut doğar, her sabah daha iyi bir geleceğe doğru bir adım atılır.

Siz de Nasıl Hissediyorsunuz?

Hepimiz farklı bakış açılarına sahibiz ama bir şey var ki, hepimizin aynı duyguyu paylaştığını düşünüyorum: Van’da, eğitimde bir sıralama yaparken, en önemli şey sadece nicelik değil, nitelik. Cem’in çözüm arayışı ve Zeynep’in toplumsal bağları kurma çabası, belki de kasabanın kaderini değiştirecek. Peki siz, hangi bakış açısına daha yakın hissediyorsunuz? Kendi hikayelerinizi paylaşın, çünkü belki de hep birlikte daha güçlü bir yarının temellerini atıyoruz.