Spor Toto Üstün Lig2in 17. haftasında Antalyaspor ile Fenerbahçe, Corendon Airlines Park’ta karşılaştı. Fenerbahçe 1-0 geriye düştüğü müsabakadan Batshuayi’nin golleriyle 2-1 galip ayrılarak maç ziyadesiyle liderliğe yükseldi.
Spor müellifleri, Fenerbahçe’nin Antalyaspor’u mağlup ettiği müsabakayı değerlendirirken sarı-lacivertlilerin teknik yöneticisi Jorge Jesus’a övgüler yağdı.
İşte spor yazarlarnın Antalyaspor-Fenerbahçe maçı değerlendirmeleri;
ATTİLA GÖKÇE – JESUS BU TÜRLÜ İSTEDİ
Popüler kültür bu biçimdedir. Hoş ve olumlu bir gelişme görüldüğünde kitleler halinde bir gönüllüler ordusu devreye girer. Takviye verilir, alkış tutulur, övgü üstüne övgü yazılır. Hiç itiraz etmeden Jorge Jesus ve ekibi Fenerbahçe’ye futbolsever ahalimizden adanan müziklere ben de eşlik ediyorum. Güzel, hoş ve heyecanlı bir durum. Kimsenin şikayet ettiği yok!
Ne var ki gönül gözü, parlak ve renkli Fenerbahçe görüntülerini adeta okşayarak temaşa ederken, oyunun gerçeklerine de kapanıyor vakit zaman.
Dün en azından birinci yarıda Fenerbahçe’nin görünmeyen, ihmal edilen gerçekleri ön plandaydı. Daha birinci çeyrek saat dolmadan, 14. dakikada Güray Vural’ın soldan ortasına iki adım atıp alçak uçuşla kafayı yapıştıran Haji Wright golünü çakıverdi. O gole karşın Fenerbahçe beklenen tepkisi gösterebildi mi? Hayır. Serdar Aziz ve Szalai dahil kadroca hamle oynadılar ancak, tesirli bir duruma giremediler. Orta alanda yaratıcı oyun ve konumlar sergileyemediler.
Jesus bu statik duruma devre sonuna kadar sabretti. İkinci yarıya başlarken Lincoln’le Emre Mor’u değiştirip daha koşucu ve yorucu takım kimliğine döndüler. daha sonrasında Crespo Zajc değişikliği de yaşanacaktı fakat kadro hocanın başını okuduğundan peş peşe iki golü ortaya sıkıştırıverdi. 55’de Batshuayi King’in direkten dönen vuruşunu tamamlarken, 62’de Güray’ın topa elle temasından gelen penaltıyı bir daha Batshuayi kullandı ve Fenerbahçe maçı hem eline birebir vakitte ayağına alıverdi.
Sakatlık geçiren Belçikalı’yı Alioski ile değiştirirken, oyunun senaryosunu hafta sonundaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisine göre sahnelemeye başladı. Serdar Aziz’in de hamlede sık sık rol alması, iştahla gol arayışı sanki bu senaryonun gereği miydi bilmiyoruz. Şurası kesin ki Fenerbahçe üç puanı elinde ve cebinde tutarken, fazlasını da üretmeye çalışıyordu.
Takımların oyuna kattıkları uğraş ve güç bir yana, Dünya Kupası’ndan daha sonra oyuna eklenen “oynanmamış süreler” de bizim için sorun yaratmaya başladı.
Dünkü maç birinci yarıda 5 dakika, ikinci yarı sonunda 11 dakika uzadı. Tamam, anladık da… Doha’da futbolcular bu biçimdesine naz ve sızlanma ile yerde yatmıyordu, bizde uzanıp yatıveriyorlar sere serpe… Tedavi mühletleri uzuyor. VAR’a gidiş dönüşler de vakit alıyor. Çark ağır işliyor. Yerde yatıp vakit çalmaya, arkadaşlarına nefes aldırmaya çalışan futbolculara da bir dur demek gerek. Kimi sarı kartlar da bu biçimde gösterilmeli.
Maçın son dakikaları Antalyaspor’un çılgın birliktelik arayışlarına da sahne oldu. Yapamadılar. Fernando ile ofsayttan kaçamadılar. Antalyaspor’da birtakım saha dışı şartların oyunu etkilediğini öğrendim. Bu sorunu çözecek olan Nuri Şahin değil yöneticiler.
ERCAN İNANÇ – PERŞEMBE’NİN GELİŞİ!..
Antalya’da limonata üzere bir Akdeniz akşamıydı lakin futbol havada değil alanda oynanıyordu. Güya çamurun üstü yeşile boyanmış üzereydi Antalya alanı ve Fenerbahçe üç pastan fazlasına ulaşmakta zorlandı. İsmi “süper” olan lige oynadıkça ağırlaşan saha yazıktı, günahtı, abesti.
aslına bakarsan deşifre olmuş ve Trabzonspor tarafınca tahlili ortaya konmuş Fenerbahçe oyunu karşısında, atakta pres yapan, uzun toplarla rakip savunmayı hazırlıksız yakalayan, Fenerbahçe’yi kendi silahı ile vuran bir Antalyaspor vardı bir yandan.
Müthiş agresif, tam manasıyla konsantre başlayan, mesela Crespo’ya kalabalık basmak için ya da soldan Fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğuna çevirmek üzere mikro taktiklere sahip akıllı Antalyaspor’da yardımlaşma da doruk noktadaydı.
İlk yarı Fenerbahçe’nin King ve Serdar ile direkten dönen şutları, Fenerbahçe’nin topa sahip olduğundaki tesirli oyunundan değil, sert Antalyaspor savunmasının faulle yahut kornerle kestiği toplardandı.
Fenerbahçe orta alanının pas ilişkilerini da kesen Antalyaspor’un birinci devreyi 1-0 önde kapatması, Osayi kanadından sıfıra yaklaşan Güray’ın kestiği topu Serdar’ın Szalai’ye, onun da Altay’a bırakması ve sonunda Wright’ın başla dokunması kararı geldi ve kolay affedilecek bir yanılgı değildi.
Konyaspor maçında denenmiş randıman alınmamış dörtlü savunmanın yineıydı güya birinci devre. Savunma arızasının dokümanı, golden beş dakika daha sonra bir daha Güray’ın soldan ortasını bu defa Bünyamin’in gol çeviremeyişiydi.
İlk yarı boyunca Fenerbahçe hem kendi oyununu birebir vakitte Valencia’yı epeyce aradı.
İkinci yarı farklı… Farkı yaratan da Jesus tabi.
Jesus Antalya’da değişiklik için 60 daha sonrasını beklememesi gerektiğini anlamıştı. Zira birebir oyun ve birebir rakiple, fark artar eksilmezdi. Kurt Hoca, Lincoln’ü çıkarıp Emre’ye aldı ki, adam eksiltip ekibi öne taşısın; adeta geri yaslanmış Fenerbahçe önde oynayabilsin. Biraz sağda biraz solda oyalandıktan daha sonra King sağa kayarken Emre Mor on numara üzere Batshuayi’nin gerisine geçti.
Hemen sonuç alındı… 55. dakikada Fenerbahçe savunmacılarından gelen uzun topu King Fenerbahçe’nin direkten dönen üçüncü topu yaptı ancak Batshuayi golü tamamladı.
İyi oynayan lakin kırılgan bir grup olan Antalyaspor karşısında artık maça dönmüştü Fenerbahçe. Fenerbahçe baskısı beş dakika daha sonra VAR marifetiyle penaltıyı getirdi ve Batshuayi Fenerbahçe’yi 2-1 öne geçirdi. Batshuayi’nin iki golü bulunmasına rağmen oyunu asıl çeviren rakip savunmayı dağıtan King’di. Fenerbahçe öne geçip Antalyaspor açılınca Emre tesiri fazlaca daha büyüdü, Fenerbahçe kendi oyununa döndü, tempo yapmaya başladı.
Rossi’nin üçüncü golü faul niçiniyle iptal edildikten daha sonra Jorge Jesus’un değişim vakti gelmişti. Rossi ile Crespo yerine İrfan Can ve Zajc girdi ancak skor değişmedi. esasen skor değişecek olsa golü uzatmalarda canını dişine takan Antalyaspor atardı büyük olasılıkla.
Antalya’daki maçın çözeceği iki bilinmezden biri, inişli çıkışlı olsa da seçkin futbolculara sahip Antalyaspor’un ne yapacağıydı ki, bu sefer maçın ortasında iniş çıkışlar yaşayan Antalyaspor yenilgi serisini sürdürerek karşılığını verdi.
İkinci bilinmez, Fenerbahçe’nin Pazar günü Kadıköy’de oynayacağı derbide Galatasaray’dan liderliği alıp alamayacağıydı… Birinci yarıda ve maçın uzatma dakikalarındaki Fenerbahçe’ye bakınca o hala bilinmezler listesinde.
Spor müellifleri, Fenerbahçe’nin Antalyaspor’u mağlup ettiği müsabakayı değerlendirirken sarı-lacivertlilerin teknik yöneticisi Jorge Jesus’a övgüler yağdı.
İşte spor yazarlarnın Antalyaspor-Fenerbahçe maçı değerlendirmeleri;
ATTİLA GÖKÇE – JESUS BU TÜRLÜ İSTEDİ
Popüler kültür bu biçimdedir. Hoş ve olumlu bir gelişme görüldüğünde kitleler halinde bir gönüllüler ordusu devreye girer. Takviye verilir, alkış tutulur, övgü üstüne övgü yazılır. Hiç itiraz etmeden Jorge Jesus ve ekibi Fenerbahçe’ye futbolsever ahalimizden adanan müziklere ben de eşlik ediyorum. Güzel, hoş ve heyecanlı bir durum. Kimsenin şikayet ettiği yok!
Ne var ki gönül gözü, parlak ve renkli Fenerbahçe görüntülerini adeta okşayarak temaşa ederken, oyunun gerçeklerine de kapanıyor vakit zaman.
Dün en azından birinci yarıda Fenerbahçe’nin görünmeyen, ihmal edilen gerçekleri ön plandaydı. Daha birinci çeyrek saat dolmadan, 14. dakikada Güray Vural’ın soldan ortasına iki adım atıp alçak uçuşla kafayı yapıştıran Haji Wright golünü çakıverdi. O gole karşın Fenerbahçe beklenen tepkisi gösterebildi mi? Hayır. Serdar Aziz ve Szalai dahil kadroca hamle oynadılar ancak, tesirli bir duruma giremediler. Orta alanda yaratıcı oyun ve konumlar sergileyemediler.
Jesus bu statik duruma devre sonuna kadar sabretti. İkinci yarıya başlarken Lincoln’le Emre Mor’u değiştirip daha koşucu ve yorucu takım kimliğine döndüler. daha sonrasında Crespo Zajc değişikliği de yaşanacaktı fakat kadro hocanın başını okuduğundan peş peşe iki golü ortaya sıkıştırıverdi. 55’de Batshuayi King’in direkten dönen vuruşunu tamamlarken, 62’de Güray’ın topa elle temasından gelen penaltıyı bir daha Batshuayi kullandı ve Fenerbahçe maçı hem eline birebir vakitte ayağına alıverdi.
Sakatlık geçiren Belçikalı’yı Alioski ile değiştirirken, oyunun senaryosunu hafta sonundaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisine göre sahnelemeye başladı. Serdar Aziz’in de hamlede sık sık rol alması, iştahla gol arayışı sanki bu senaryonun gereği miydi bilmiyoruz. Şurası kesin ki Fenerbahçe üç puanı elinde ve cebinde tutarken, fazlasını da üretmeye çalışıyordu.
Takımların oyuna kattıkları uğraş ve güç bir yana, Dünya Kupası’ndan daha sonra oyuna eklenen “oynanmamış süreler” de bizim için sorun yaratmaya başladı.
Dünkü maç birinci yarıda 5 dakika, ikinci yarı sonunda 11 dakika uzadı. Tamam, anladık da… Doha’da futbolcular bu biçimdesine naz ve sızlanma ile yerde yatmıyordu, bizde uzanıp yatıveriyorlar sere serpe… Tedavi mühletleri uzuyor. VAR’a gidiş dönüşler de vakit alıyor. Çark ağır işliyor. Yerde yatıp vakit çalmaya, arkadaşlarına nefes aldırmaya çalışan futbolculara da bir dur demek gerek. Kimi sarı kartlar da bu biçimde gösterilmeli.
Maçın son dakikaları Antalyaspor’un çılgın birliktelik arayışlarına da sahne oldu. Yapamadılar. Fernando ile ofsayttan kaçamadılar. Antalyaspor’da birtakım saha dışı şartların oyunu etkilediğini öğrendim. Bu sorunu çözecek olan Nuri Şahin değil yöneticiler.
ERCAN İNANÇ – PERŞEMBE’NİN GELİŞİ!..
Antalya’da limonata üzere bir Akdeniz akşamıydı lakin futbol havada değil alanda oynanıyordu. Güya çamurun üstü yeşile boyanmış üzereydi Antalya alanı ve Fenerbahçe üç pastan fazlasına ulaşmakta zorlandı. İsmi “süper” olan lige oynadıkça ağırlaşan saha yazıktı, günahtı, abesti.
aslına bakarsan deşifre olmuş ve Trabzonspor tarafınca tahlili ortaya konmuş Fenerbahçe oyunu karşısında, atakta pres yapan, uzun toplarla rakip savunmayı hazırlıksız yakalayan, Fenerbahçe’yi kendi silahı ile vuran bir Antalyaspor vardı bir yandan.
Müthiş agresif, tam manasıyla konsantre başlayan, mesela Crespo’ya kalabalık basmak için ya da soldan Fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğuna çevirmek üzere mikro taktiklere sahip akıllı Antalyaspor’da yardımlaşma da doruk noktadaydı.
İlk yarı Fenerbahçe’nin King ve Serdar ile direkten dönen şutları, Fenerbahçe’nin topa sahip olduğundaki tesirli oyunundan değil, sert Antalyaspor savunmasının faulle yahut kornerle kestiği toplardandı.
Fenerbahçe orta alanının pas ilişkilerini da kesen Antalyaspor’un birinci devreyi 1-0 önde kapatması, Osayi kanadından sıfıra yaklaşan Güray’ın kestiği topu Serdar’ın Szalai’ye, onun da Altay’a bırakması ve sonunda Wright’ın başla dokunması kararı geldi ve kolay affedilecek bir yanılgı değildi.
Konyaspor maçında denenmiş randıman alınmamış dörtlü savunmanın yineıydı güya birinci devre. Savunma arızasının dokümanı, golden beş dakika daha sonra bir daha Güray’ın soldan ortasını bu defa Bünyamin’in gol çeviremeyişiydi.
İlk yarı boyunca Fenerbahçe hem kendi oyununu birebir vakitte Valencia’yı epeyce aradı.
İkinci yarı farklı… Farkı yaratan da Jesus tabi.
Jesus Antalya’da değişiklik için 60 daha sonrasını beklememesi gerektiğini anlamıştı. Zira birebir oyun ve birebir rakiple, fark artar eksilmezdi. Kurt Hoca, Lincoln’ü çıkarıp Emre’ye aldı ki, adam eksiltip ekibi öne taşısın; adeta geri yaslanmış Fenerbahçe önde oynayabilsin. Biraz sağda biraz solda oyalandıktan daha sonra King sağa kayarken Emre Mor on numara üzere Batshuayi’nin gerisine geçti.
Hemen sonuç alındı… 55. dakikada Fenerbahçe savunmacılarından gelen uzun topu King Fenerbahçe’nin direkten dönen üçüncü topu yaptı ancak Batshuayi golü tamamladı.
İyi oynayan lakin kırılgan bir grup olan Antalyaspor karşısında artık maça dönmüştü Fenerbahçe. Fenerbahçe baskısı beş dakika daha sonra VAR marifetiyle penaltıyı getirdi ve Batshuayi Fenerbahçe’yi 2-1 öne geçirdi. Batshuayi’nin iki golü bulunmasına rağmen oyunu asıl çeviren rakip savunmayı dağıtan King’di. Fenerbahçe öne geçip Antalyaspor açılınca Emre tesiri fazlaca daha büyüdü, Fenerbahçe kendi oyununa döndü, tempo yapmaya başladı.
Rossi’nin üçüncü golü faul niçiniyle iptal edildikten daha sonra Jorge Jesus’un değişim vakti gelmişti. Rossi ile Crespo yerine İrfan Can ve Zajc girdi ancak skor değişmedi. esasen skor değişecek olsa golü uzatmalarda canını dişine takan Antalyaspor atardı büyük olasılıkla.
Antalya’daki maçın çözeceği iki bilinmezden biri, inişli çıkışlı olsa da seçkin futbolculara sahip Antalyaspor’un ne yapacağıydı ki, bu sefer maçın ortasında iniş çıkışlar yaşayan Antalyaspor yenilgi serisini sürdürerek karşılığını verdi.
İkinci bilinmez, Fenerbahçe’nin Pazar günü Kadıköy’de oynayacağı derbide Galatasaray’dan liderliği alıp alamayacağıydı… Birinci yarıda ve maçın uzatma dakikalarındaki Fenerbahçe’ye bakınca o hala bilinmezler listesinde.