Öabt kaç soru 2024 ?

Selen

New member
ÖABT 2024: Bir Başlangıcın, Bir Mücadelenin Hikâyesi

Merhaba Sevgili Forumdaşlar!

Bugün sizlere, yalnızca bir sınavın ötesinde, içsel bir yolculuğun, mücadelelerin ve hayal kırıklıklarının ne kadar güçlü olabileceğini anlatan bir hikâye paylaşmak istiyorum. Hepimizin bildiği gibi, 2024’teki ÖABT’nin kaç soru içereceği konusunda büyük bir belirsizlik vardı. Ama bu yalnızca sayılarla ölçülen bir sorudan çok, hayatlarımızda bir dönüm noktası olma yolunda ilerleyen bir deneyimdi. Hadi gelin, ÖABT’ye hazırlanan bir çiftin gözünden bu sınavın ardındaki duygusal hikâyeyi keşfedelim.

Bir Sınavın Kapısında: Zeynep ve Mert'in Hikâyesi

Zeynep, öğretmenlik mesleğine her zaman tutkulu olmuş biriydi. Yıllarca farklı okullarda dersler vermiş, öğrencilerinin hayatlarına dokunmuştu. Ancak yıllar içinde, bu mesleğin sadece bir işten ibaret olmadığını, bir hayat tarzı haline geldiğini fark etti. Ancak bir gün, okulunda çalışırken, öğretmenlerin kariyerlerini daha da ileriye taşıyabilmesi için, her şeyin sonunda girilmesi gereken bir sınav olan ÖABT’yi duymuştu.

Zeynep için bu sınav, sadece işinin devamını garantileyen bir engel değil, aynı zamanda onun öğretmenlik yolculuğunun bir yansımasıydı. Ama işin garip tarafı, sınav tarihi yaklaştıkça bir belirsizlik vardı: 2024’te ÖABT ne kadar soru olacaktı? Kimse net bir şey söylemiyor, tahminler dönüp duruyordu. Zeynep, bu belirsizliğin içinde kaybolmuştu, sınavla ilgili her şeyin belirli olmaması, tüm hazırlık sürecini karmaşık hale getirmişti. Bu soruyla boğuşurken yanında en büyük destekçisi, sevgilisi Mert vardı.

Mert, çözüm odaklı bir insandı. Zeynep’in belirsizliğin içinde kaybolduğunu gördüğünde, hemen stratejik bir plan yapmaya koyuldu. O, detayları severdi ve Zeynep’in belirsizlik içinde kaybolmasını engellemek için her şeyin üzerine düşerek bir yol haritası oluşturdu. Hedefi netti: Zeynep’in bu sınavı geçebilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıydı.

“Zeynep, öncelikle her bir konuda belirli bir süre harcayarak konuları sırasıyla geçmelisin. Sınavın ne kadar soru soracağı belli değilse, sen her türlü soruyu bilmelisin. Yani sadece sayıları değil, her detayı da hesaplayacağız!” dedi Mert bir gün.

Zeynep ise, Mert’in yaklaşımına daha temkinli bir şekilde yaklaşıyordu. Onun için bu sınav, sadece sayılardan ibaret değildi. Bir öğretmen olarak, öğrencilerine öğretmenin gücünü, sevgisini ve saygısını her zaman öğretmişti. Şimdi bu duygularla sınavı geçmeye çalışmak, ona çok daha anlamlı geliyordu. Mert’in tüm stratejileri güzel olsa da, Zeynep’in kalbi daha fazlasını istiyordu: Bağ kurma, insan olma, bir öğretmenin ruhunu hissetme.

“Evet, Mert, haklısın. Ama ben sadece bilgiyle sınavı geçmek istemiyorum. Öğrencilerimi düşündüğümde, bu sınavın bana neler katacağını da merak ediyorum. Her şeyin bir anlamı olmalı, sadece testlerden ibaret olmamalı…” dedi Zeynep, gülümseyerek.

Zeynep’in İhtiyacı: Duygusal Bağlantı ve Empati

Zeynep’in yaklaşımı, tam da bu noktada bir kadının sınavlar karşısındaki empatik bakış açısını yansıtıyordu. O, yalnızca kazanmak için değil, öğretmenliğin özünü yaşamak için hazırlanmak istiyordu. Bu sınav onun için sadece bir test değil, aynı zamanda bir öğretmenin kendi yolculuğunda geçmesi gereken bir mihenk taşıydı. Her soru, sadece bilgi değil, öğretmenliğin ruhunun bir yansıması olmalıydı.

Mert, Zeynep’in bu bakış açısını anlamıştı. “Biliyorum, Zeynep. Ama buna sayılarla da yaklaşmalıyız. Eğer her bir soruya nasıl yaklaşacağını planlarsak, belirsizlik kalkar ve senin bu sınavı geçme ihtimalin çok daha yüksek olur. Ama seni anlıyorum; duygusal bir bağ kurmak önemli. İşte bu yüzden, her konuyu ne kadar derinlemesine öğrendiğin kadar, bu sınavın sana nasıl bir ‘öğretmen’ olmanı gösterdiğine de odaklanmalısın.”

Zeynep ve Mert’in hikâyesinde, bir yanda empatik, insan odaklı yaklaşan Zeynep, diğer yanda ise stratejik, çözüm odaklı yaklaşan Mert vardı. Bu ikisi, birbirini dengelerken, hem duygusal hem de stratejik açıdan sınavın zorlayıcı süreçlerine birlikte göğüs geriyorlardı.

Birlikte Bir Başarı: Zeynep ve Mert’in Yolculuğu

Zeynep, Mert’in önerilerini kabul ederek, sistematik bir şekilde sınav için hazırlanmayı sürdürdü. Ancak yalnızca teoriyle değil, bu sınavın ona kattığı değerlerle de ilerlemeye başladı. Zeynep, her soru karşısında bir öğretmen olarak ne hissettiğini sorguluyor ve öğrencilerinin geleceği için bir adım daha yaklaşmanın huzurunu yaşıyordu.

Sonunda 2024 ÖABT’si geldi. Gerçekten de sınavda toplam soru sayısı, birçok kişiyi şaşırtacak kadar fazlaydı. Ancak Zeynep, Mert’in de yardımıyla her bir soruya nasıl yaklaşacağını planlamıştı. Sayılar, zamanlamalar, stratejiler… Ama bir yandan da öğretmenliğin özü, duygusal bağlar, insanları anlayabilme yeteneği. Zeynep, bu sınavda sadece başarıyı değil, aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin derinliklerini de keşfetmişti.

Sınav bittiğinde, Zeynep ve Mert birbirlerine baktılar. Zeynep gülümsedi: “Bu sadece bir sınav değil, benim öğretmenliğimin bir parçasıydı.”

Mert, gülümseyerek, “Evet, ama şu an çok daha iyi bir öğretmensin.”

Sizce 2024 ÖABT’ye Nasıl Hazırlanmalı?

Hikayenin sonu güzel bir başarıyla noktalandı, ama sizce gerçek başarı ne? Stratejik bir yaklaşım mı yoksa empatik bir tutum mu daha önemli? Erkekler, çözüm odaklı bakış açınızla bu sürece nasıl yaklaşıyorsunuz? Kadınlar, duygusal bağ kurmanın sınavın ötesinde size neler kattığını düşündünüz mü? Bu hikâyeye kendi deneyimlerinizi nasıl eklerdiniz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!